Bir Planet Redüktörden Çok Daha Fazlası

Piyasadaki en kompakt planet redüktörlü motorlar

STÖBER, müşterilerine sadece redüktör, motor ve servo motor sürücüleri sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kapsamlı desteğinin yanı sıra komple otomasyon çözümleri de sunar. Tahrik uzmanının amacı; her zaman kullanıcılara çok yönlü bakım ve destek sağlamaktır. 1980’lerden bu yana STÖBER, birinci sınıf tahrik teknolojisi sınıfı olan planet redüktörlerin geliştirilmesinde uzmanlaşmıştır. Yeni nesil servo planet redüktörler 2019’un sonunda pazara sunuldu. Güç aralıkları içinde piyasadaki en kompaktlar arasında yer alıyorlar ve olağanüstü kombinasyon ve seçenek çeşitliliğine sahipler. Dahası, mevcut herhangi bir boyutta olan herhangi bir motor serisi motorun  doğrudan bu redüktörlere bağlanabilir olması. Bu çeşitlilik STÖBER’ in herhangi bir uygulama için doğru tahrik çözümünü oluşturmasına izin verir. Önceki nesle kıyasla, kontrolörler ve servo motor sürücüleri de çok daha hızlı bir şekilde devreye alınabiliyor.

En yeni nesil planet redüktörlü servo motorları geliştirirken listede ilk sırada ne vardı? Kısa bir süre düşünmenin ardından Artur Wagner: “Kompaktlık ve performans yeni bir tasarımla birleştirildi.” Pforzheim merkezli tahrik uzmanı STÖBER, dişli ve motor geliştirme ekibi ile tam da bunu başardı. Bu yeni seri ayrıca, mühendislere, tasarım aşamasında tüm seçenekleri tam olarak doğru tahrik çözümünü bir araya getirmek için tüm seçenekleri sunuyor. Wagner, “Yeni nesil planet redüktörlü servo motorlar, kabiliyetleriyle ile piyasadaki en kompakt motorlardır. Kullanıcı daha küçük bir kurulum alanından, daha düşük ağırlıktan, daha yüksek torktan ve sonuçta güç yoğunluğunun yüzde 65’e kadar artmasından yararlanır.” Kasım 2019′ da Nürnberg’deki SPS-IPC Drives fuarında STÖBER, yeni nesli ilk kez büyüleyici bir şekilde uzman kitleye sundu.

85 yılı aşan tecrübe

STÖBER, tahrik bileşenlerinin tasarımı ve üretiminde 85 yıldan fazla bir deneyime sahiptir. Paul ve Wilhelm Stöber, şirketi 1934’te mekanik bir atölye olarak kurdular. Her ikisi de kendi fikirlerini uygulama ve geliştirilebileceğini düşündükleri şeyleri en iyi hale getirme arzusuyla yönlendirildi. Bu ruh, bugüne kadar, yeni bin yılın başlangıcından bu yana üçüncü nesil olarak şirketi yöneten Patrick Stöber ve Andreas Thiel’de ve tüm çalışanlarında yaşıyor. Stöber, “Bugün, mekanik sistemlerden elektroniğe kadar olan tüm ürün portföyümüz kalite, dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve neredeyse hatasızlık anlamına geliyor.” diyor.

Bu uzmanlık, şirket içinde de birbirine aktarıma olanak tanıyor. Müşteri, ihtiyaçlarına bağlı olarak, redüktör, motor, elektronik ve kablolardan oluşan eksiksiz bir otomasyon çözümü alıyor. “Şirket içindeki ilgili kısımlar hassas dişliler gibi STÖBER’ de birlikte çalışır.” diye açıklıyor Stöber. “İlave parça satın almıyoruz. Bu da kendi ürünlerimizi uyarlamamız gerekmediği anlamına geliyor.” Sistem kavramı mühendisler için, birlikte çalışmak üzere kullandıkları redüktörlerin, motorların, redüktörlü motorların ve elektronik cihazların geliştirilmesinde çok önemlidir. Birbirleriyle iletişim çok önemlidir. STÖBER Antrebstechnik GmbH + Co. KG CEO’su Stöber, bunun çok yönlü bir toplam paket gerçekleştirmenin tek yolu olduğuna inanıyor. Sonuç olarak, her bir departmanın yöneticileri ve devreye alma mühendisleri ve müşteri destek temsilcileri sürekli olarak birbirleriyle temas halindedir. Stöber, “Bu kısa yollar verimlilik, etkinlik ve hassasiyet yaratıyor.” diyor. 

Akıllarda hep bir “Sistem” kavramı var

Bu sistem konsepti göz önünde bulundurulduğunda, üçüncü nesil planet redüktörlü servo motorların üçüncü nesil kurumsal yönetim ile aynı zamana rastlaması da tesadüf değildir. Planet redüktörler, birinci sınıf redüktör sınıflarıdır. STÖBER, 1980’lerden bu yana bu alandaki uzmanlardan biridir. Bu bileşenler kompakt bir tasarıma sahiptir ve yüksek torkları aktarabilir. Çünkü kuvvetleri geleneksel redüktörlerin aksine çoklu dişlilere dağıtır. Bu son derece yüksek dayanım fark edilebilir.

 Pforzheim’daki uzmanlar o zamandan bu yana ürün gamına çok daha fazlasını eklemiş olsalar da yeni nesil CEO Stöber için bu bileşenler herhangi bir tahrik sisteminin en önemli yapı taşıdır: “Birçok şirket motor ve sürücü üretebilir. Ancak bizim için sistemin çekirdeği tam olarak bu dişli birimidir.” diyor.

Piyasaya gürültüsü optimize edilmiş helis dişli servo planet redüktörleri sunan ilk firma STÖBER

Yeni neslin gelişiminin arkasındaki akıllar Wagner ve ekibidir. Eğitimli bir makine mühendisi olan Wagner yaklaşık 28 yıldır şirkette çalışmakta. Ayrıca ikinci neslin gelişimine önemli ölçüde dahil oldu – ama neredeyse 16 yıl önceydi. “1990′ larda, halihazırda, gürültü optimizasyonlu helisel dişli ile servo planet redüktörleri sunan ilk üreticiydik.” diyor gururla.

O zamandan beri rakipler karşılaştırılabilir bir teknolojik seviyeye yükseldi. Hatta tahrik uzmanlarını bir açıdan aştılar: Görünüm. “Dış görünüm piyasada giderek daha önemli hale geliyor.” diyor Wagner. “Bu yüzden daha uygun fiyatlı rakiplerin bazı redüktörleri kaliteli olmasa da bizim çözümlerimizden daha iyi görünüyorlar.” Stöber ayrıca yeni neslin tasarımını da optimize etti. Kontürler daha iyi ve yüzey yapısı oldukça pürüz hale getirildi. Örneğin motor bağlantı flanşındaki plastik tapalar, gömme vidalı tapalarla değiştirildi. “Şimdi görünüm redüktörün iç değerlerine de uyuyor.” diyor Wagner hafif bir tebessümle. 

Redüktörlü motorlarda motor adaptörünün ortadan kaldırılması nedeniyle daha düşük bir kütle atalet momenti sağlanmış olur. Bu, sürücünün tüm dinamiklerinin kullanılmasına izin verir – gerçek bir kullanıcı avantajı. Yeni nesil ayrıca düşük dişli boşluğu ve sağlamlığı ile de puan kazanıyor.

Yeni nesille kullanıcılar hızlanma torklarından %60, giriş hızları hız artışında %45 ve burulma sertliğinde %50’ye kadar artıştan faydalanıyor. Wagner: “Bunun bir nedeni kullanılan diş açmadır, redüktörün merkezini oluştururlar.” diyerek ekledi: “Yeni nesilde, diş açımında kullanılan gerekli torku optimize ettik.“

Motor yataklamasında esneklik

Yeni nesil planet redüktörlerin en etkileyici özelliği muazzam çeşitliliğidir. EZ serisi servo motorlar veya enkodersiz LeanMotor‘lar gibi tüm STÖBER motorları, herhangi bir boyutta flanş olmadan redüktörlere doğrudan takılabilir. Üçüncü kısım (third party) motorları bağlamak için, tahrik uzmanları benzersiz bir arayüz teknolojisi sunar. STÖBER motor flanşları, farklı kaplinlerin yanı sıra entegre frenli ServoStop modelinde de mevcuttur. Flanşlar ayrıca standart veya dişli boşluğu azaltılmış  redüktörlerle kombine edilebilir. Özellikle ekstra büyük motor plakalı flanşların büyük tasarımı, en kompakt STÖBER redüktörün çok büyük boyutlardaki motorlara bağlanmasını mümkün kılar. Bu piyasadaki benzersiz bir özelliktir.

Uygulamaya bağlı olarak, rekabete kıyasla bir başka avantaj, ister derin yivli bilyalı, ister silindirik makaralı, ister açısal temaslı rulman olsun, doğru yatağın seçilebilmesidir. Bu düşük sürtünmeli rulmanlar genellikle daha yüksek hızlar sağlar.

Bu muazzam çeşitlilik sayesinde, mühendisler, tasarım aşamasında her türlü uygulama için tam olarak doğru tahrik çözümünü bir araya getirmek için tüm seçeneklere sahiptir. Verimliliği optimize etmek için daha küçük bir motor mu? Daha küçük bir sürücü bununla iyi sonuç verebilir, bu da maliyetleri düşürür.

Her şey kalite için

“Ek olarak, beraberindeki sürücü kontrol ünitesinde tak ve çalıştır teknolojisi ile devreye almayı büyük ölçüde kolaylaştıran genişletilmiş elektronik isim plakası var.” diyen Wagner: “Sonuç olarak, redüktörlü motorlar benzersiz bir şekilde tanımlanır. Bu, toplam sistem yapılandırma süresini önemli ölçüde kısaltan, yüksek çaba gerektiren ve hataya açık parametreleştirmeyi ortadan kaldırır.” diyerek sözlerine devam etti.

Tabii ki, STÖBER mühendisleri de geliştirme sırasında zorluklarla karşılaştılar. Wagner,: “Önceki sürüme kıyasla performansı iyileştirmek ve bileşenleri çok daha kompakt olacak şekilde tasarlamak istedik. Ancak burada hiçbir koşulda maliyetler artırılmayacaktı.” diyor. O ve ekibi, yeni üretim teknolojilerini kullanarak bu “dengeleme” hareketinde ustalaşmayı başardılar. Sonra başka bir zorlukla karşılaştılar: “Genel olarak modüler parçaların sayısını azaltmak istedik.” diyor. Bunu da mantıksal sürüm yönetimi ve tek tip arayüzler sayesinde başarmışlar.

Son olarak, tahrik uzmanı STÖBER, Pforzheim genel merkezinde son montajda da sürekli olarak yüksek kalite sağlamak için  yeni nesil üretimi için bir hat sonu test tezgahı geliştirdi. STÖBER Merkezi Planlama Teknolojisinden sorumlu yönetici Michael Fitzer: “Tabii ki, kullanıcılarımıza sadece kendi kalite standartlarımızı karşılayan çözümler sunmak istiyoruz.” diyor. STÖBER’in standartları çok yüksek. Sonuç olarak, tesisten ayrılan her sürücü bu standartlarda test ediliyor ve belgelendiriliyor.

Bu yeni nesil, STÖBER’in müşterisine ne kadar yakın olduğunu da kanıtlıyor. CEO Stöber: “Müşterimizin durumu ne olursa olsun sorularına her zaman doğrudan cevap verebiliriz.” diyor. Eşit ve profesyonel işbirliği çok önemlidir. STÖBER, bir sistemin proje yapılandırmasından devreye alınmasına, sonraki birebir desteğe kadar müşterilerini destekler. “Onlar için 24 saat hazırız.” diyor Stöber. “Müşterilerimiz bizim için birer sayı değildir. Aynı zamanda onların isimlerini de biliyoruz.” Geçen yıl müşterilere, “Tahrik uzmanı STÖBER’i rakiplerinden ayıran en önemli şeyin ne olduğu?” sorulan bir “FAN Analizi” araştırmasında, çok arkadaşça ve samimi oldukları sonucu çıkmıştır. STÖBER Pforzheim’ daki uzmanları diğerlerinden ayıran şey tam da budur. 

Son Haberler